20090915

beyin dönemeci 2.posta

1

Neden, sahip olduğum neşeli anlar beni tatmin etmeye yetmiyor?
Seni ayaklarından tutup çekmek istiyorum kişisel uçurumlarımı selamlarken. Hayır, amacım seni de sürüklemek değil, aksine senden güç alıp tepelere çıkmaktır dileğim.
Oysa uçak kazaları kadar gerçek-dışıyım. Ne kaza anındaki görüntüm var, hızlıca olup bittiğim için ne de... Hayır, büyük bir etkim var.
Kapıya geliyorum, beni içeri alır mısın; ellerimde gölgelerim olduğundan kapıyı çalamıyorum.
Benimle şehrin sonunda karşılaş sevgili uzay mekiğim, beni acilen diğer gezegenlerdeki yansımalarıma götür.
Çocukluğum bir Freud rüyasından ibaretti, gençliğim ise Jung’ın simge bilimciliğinde cinselfobik oldu.
Sürprizlerimin hepsini kullanmak istiyorum, sonrası için açaçak bir kutum olmasın. Finale gelince uyandırın beni; köprü öncesi uykumu alıp, ipten ayık bir şekilde geçmek istiyorum.

6 yorum:

Deniz dedi ki...

çok tanıdık geliyor bu kompleks ruh vaziyeti. defalarca bunu okudum.

ve Freud'a küfretmek istedim içimden bana; ben hariç binlerce ruhu hediye ettiği için. ve hepsi boktan ve hepsi işime yaramaz. bu sadece ürkütüyor. tüyler yine diken diken..

Burak Özkan dedi ki...

evet, tüyler; tedirginliğin iki numaralı yansıtıcıları.

ancak bu yazının girişine bakınca, kendimi bir çeşit gençlik tribine kurban ettiğimi fark ediyorum; ne kadar lüzumsuz bir sorgulama.

Deniz dedi ki...

Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar

Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var.
--

ve ben bilemem sesinde ne var, bazen yazarsan, sonra pişman olursan o sesinde var.

Burak Özkan dedi ki...

sesimde olan şey, bir imaj hatasından kaynaklanan kekeme duygular.

Deniz dedi ki...

ben buna çok gülüyorum. sen "imaj"a takıksın, yazıların ve fikirlerin hep o yönde-hep o yöne kayıyor. insanları da imaj'larından ayırmak kolay olmasa gerek. sana da hak vermiyor değilim ama vurguların bazen duyguyu öldürmüyor değil. sıyrılmazsan ara sıra, çöplük gibi gelir insanlar ve yazıları..

ah dilim çok uzun benim!

Burak Özkan dedi ki...

'Gereklilikle' ilgili sandığın birçok şey imajla ilişkilidir. Şu an kendi bloguna bak, hangi yazı veya resim senin dışarı bir şekilde yansıtmaya çalıştığın imajından etkilenmiyor?

Ve bu fena değil. Bana kalırsa, işte bu tam olarak da insanın kendini ifade etmeye olan ihtiyacıdır.
İmaj sadece yüze yapılan bir makyaj değil, insan algısının doğumunu sağlayan evrim teorisinin arka-planıdır.