20090530

bir süper kahramanın yaşamından alıntılınan 4 gün.

ilki:
çıplak ellerimle bir treni durdurduğum anda,
devasa bir hız, yaşama karşı olan tüm arzularıma
limit koydu.
anladım ki; mesele sınırsızlığa ulaşamamakmış.
benim için artık serüven bitti; ellerimi çekiyorum.

ikincisi:
televizyon bana tüm soyut eğlenceyi veriyor;
güçlerimi unutturuyor; fazlasına ihtiyacım yok.

üçüncü:
-bıçak, demir gibi kuvvetli olan damarlarını kesemeyince,
içinden şöyle geçirir:
intihara bile üstün gelmek, beni 'herhangi' bir insanın
girebileceğinden daha büyük bir karanlığa sokuyor.

dördüncü:
gücümü tamamiyle hüzne yönlendiriyorum;
ve herkesin bu boktan yaşamda sadece ağlamasını
sağlamak için kederli bir portal açmaya çalışıyorum.

4 yorum:

göknur dedi ki...

Aslında bir yöntem mi evet bir yöntem... Yada ne bilyim samimiyetsizlik de olabilir bilmiyorum, sonuçta başkasına yönlendirilecek hisler ve burda ne işi var da denebilir ama her zaman dürüstlük kazandırmıyor bazen böylesi yansıtmalara ihtiyaç duyuyorsun... Yada bu da dürüstçe değildir bilmiyorum, dedim ya direniyorum ve bu beni hem yıpratıyor hemde samimiyetsiz kılıyor yada değil güçlendiriyor bilmiyorum... Bence hüzne boğacağın bir taç kapı yerine hüzünlerini boğacağın bir portal ben için en azından daha makbul olurdu...

göknur dedi ki...

'Özgürlüğe kavuşmuş sözcükler' bu mümkün mü?

göknur dedi ki...

Hımmmmmm?

Burak Özkan dedi ki...

sözcük dediğin şey özgür değildir bana göre, kısıtlanmıştır, kalıpları vardır; ulaşabileceği noktalar; ifade edebileceği duygular.

onlar bir şekilde özgürlüğe kavuşsalar bile, bir süre sonra kendi içlerindeki sınırları göreceklerdir.