şöyle yazdı:
"bu, mantığımın içgüdülerime karşı oynadığı bir oyundan ya da -sert bir yaklaşım sergilersek- ona karşı açtığı -sebepleri bulanık olan- savaştan kaynaklanan bir durumdur.
evet, buna o kadar inanıyorum ki, tekrardan vurgulayacağım: mantığımın yaklaşımlarındaki çarpıklıklar, içgüdülerim tarafından tehdit olarak algılandığı için, benliğim 'hasta' oldu.
ne fena
çok fena."
ve bilinci, çarpıklaşan arzunun altında acı çekmeye devam ederken, eli, bu süreci ucuz bir şekilde geçiştirmeye çabalıyordu; her zaman yaptığı gibi. demek ki akıl, bu yükün altında ezilmekten kendini alamıyordu. 'tatmin edici' olması gereken yöntem, bir ergenlik keşfinden çıkıp, bağımlılık olmaya başlıyordu ve şunu bilecek kadar psikoloji okumuştu: bağımlılıklar -uzun vadede- içi boş olan alışkanlıklardır, bu yüzden tekrar edici bir etki yapmada zorlanmazlar; her defasında içi dolu sanılacağı için.