20090927

unknown track.

ben evrim teorisinin psikolojik alt-yapısıyla ilgileniyorum; bu ne demek oluyorsa artık. üstüne edebiyat kokusu sinmiş, tanrıdan kalma olsa gerek.

6 yorum:

Burak Özkan dedi ki...

sadece boş bir mideye uyandın. uyumaya devam et.

Deniz dedi ki...

sekizbinüçyüzbir'i görmedim üçyüzaltmışbeş'e böldüm çıkan 22,7'ye yakındı. sonra aklımdan geçip yazmaya koyulacaklarım;

sekizbinüçyüzaltmışbeş günün sonunda biliçdışın, bilinçaltın ve psikolojinin pis sularında yürüdün de nereye vardın? ya da yürümeyi daha yeni mi öğretiyorsun kendine? gibi abuk sorulara benzer bilmem kaç tane daha vardı soracağım.

sonra saatler geçti.. gün dönmeye yakın tekrar sayfasındaydım psikoloji hocamın.

sekizbinüçyüzbir'i gördüm üçyüzaltmışbeş'e bölmedim çıkan zaten 22,742465753424657534246575342466 yakınmış. sonra aklımdan geçip yazmaya koyulacaklarım;

sekizbinüçyüzaltmışbeş günün sonuna en az üç ayı da ekledik mi yirmiüç yaşında olacak kesin oldu.

basitliğe gark oldum, hayaller kurdum. sen nietzsche'yi giyiyordun, ben de marilyn monroe oluyordum ve o uzun felsefe bulanıklığını birlikte giderecek konuşmalar yapıyorduk her gün aynı saatte buluşup o çam ağaçları ip gibi dizilen yolda yürüyüşler yaparak. *bilinçaltıma bakar mısın? ve bu daha alkol almamış hali.

Burak Özkan dedi ki...

herkesin huzurunda itiraf etmeliyim ki, şu ana kadar aldığım en tahrik edici teklifi yaptın; ruhum dikleşti.

ve nietzche ile monroe kıyafetleri içinde sohbet etmek de ilginç olurdu doğrusu ancak bilemiyorum.

bekle de karşı koymak için bir bahane düşüneyim.

Deniz dedi ki...

karşı koymamak için hangi bahanelerin vardı ki? ne de olsa bu scary movie'de olabilecek hayali bir sahne. maskeli balomuzdan sıkılmış kendimize vakit ayırırken ve yolda dalmışken arkamızdan pijamalarıyla koşup gelen ve "i see dead people" diye çığıran bir ufaklığımız da olabilir. ne de olsa şahsım adına diyebilirim ki ben hiç bir şeye şaşırmam.

karşı koy bakalım, beklenmekte bahanen.

Burak Özkan dedi ki...

bahaneleri salıverdim, bir köşeye çekildiler.
ben o çocukla, birilerinin peşinden koşup, ölü insanlar görmek istiyorum.
izin verir misin? belki onlardan bilinç-altınla ilgili bir tavsiye alırım. ne de olsa bir tek onların algıları katıksız. sonsuzu görebiliyorlar.

Deniz dedi ki...

insanlar boşu boşuna "aldanmak" ve de "yanılgı" kelimelerini bulmamışlardır. bendeki katıklaştırılmış bilinç de böyle işte. aldanırsın, oyunuma gelirsin. bir yalanıma kanarsın, yanılgıya düşersin. istemem bilincimi incelerken bilinçsizliğimle karşılaşmanı. işte ben itiraf ettim, biliçsizin tekiyim. an'lık imgeler ile üzerime kılıf uyduruyorum işte, tutarsız.

işte şimdi hoş kalmanı isterim.